Gülüş tasarımı, bireylerin estetik beklentilerini karşılamanın ötesinde, ağız ve diş sağlığını da iyileştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir yaklaşımdır. Bugünkü blog yazımızda, uzun süredir devam eden diş sıkma alışkanlığının olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak, hastamızın gülüşüne yeniden ahenk ve ışıltı kazandırdığımız özel bir gülüş tasarımı vakasını ele alacağız.
Hastamızın ilk muayenesinde, uzun yıllardır süregelen diş sıkma alışkanlığının dişlerinde yarattığı belirgin tahribatlar dikkat çekiyordu. Özellikle dişlerin çiğneyici yüzeylerinde ve boyun bölgelerinde (kole) aşınmalar ve defekt alanları mevcuttu. Bu durum sadece dişlerin formunu bozmakla kalmamış, aynı zamanda renklenmelere de yol açarak genel gülüş estetiğini olumsuz etkilemişti.
Ancak dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise hastamızın farkında olmadığı, bizim ise hemen gözümüze çarpan “tersine gülüş eğrisi”ydi. İdeal bir gülüşte, üst dişlerin alt kenarları alt dudağın kıvrımını takip ederek uyumlu bir görüntü oluşturur. Ancak hastamızda bu uyumun tam tersi bir durum söz konusuydu. Bu durum, tanımlanması zor olsa da, genel algıda estetikten uzak, farklı bir görüntüye neden oluyordu.
Hastamızın beklentileri ve bizim estetik ve fonksiyonel değerlendirmelerimiz sonucunda, üst 10 dişi kapsayan bir gülüş tasarımı planlaması yaptık. Bu sayı, ideal bir gülüş estetiği için genellikle yeterli olmaktadır. Arka planlı fotoğraflarda da net bir şekilde görülen diş uçlarındaki seviye farklılıkları ve diş eti sınırındaki (kole) defektler, tedavi sürecinde öncelikli olarak ele alınacak sorunlardı. Bu defektlerin önemli bir kısmının diş sıkması sonucu oluştuğu da göz önünde bulundurularak tedavi planımız şekillendirildi.
Tedavi sürecimiz oldukça hızlı ve etkili bir şekilde ilerledi. İlk aşamada, hastamızın ağzına özel bir “mock-up” tasarımı uygulayarak, tedavi sonucunda elde etmeyi planladığımız yeni gülüşün bir ön izlemesini sunduk. Hastamızın onayı alındıktan sonra, dişlerde gerekli minimal düzenlemeler yapıldı ve ardından porselen lamina uygulamasına geçildi. Tüm bu süreç, sadece 8 gün gibi kısa bir sürede tamamlanarak hastamızın yeni gülüşüne kavuşması sağlandı.
Tedavi sonrasında elde ettiğimiz sonuç, hem hastamızı hem de bizi oldukça mutlu etti. Alt dudak ile dişlerin oluşturduğu yeni gülüş eğrisi artık mükemmel bir uyum içerisindeydi. Özellikle diş eti bölgesindeki (kole) defektler başarıyla giderilmiş, diş etleri çok daha sağlıklı ve estetik bir görünüme kavuşmuştu. Hastamızın artık tüm ağzını içeren, ışıltılı ve doğal bir gülümsemesi vardı.
Yandan alınan artistik fotoğrafta da görüleceği üzere, alt dudakla dişlerin ilişkisi son derece güzeldi. Dişler, doğal bir görünümle yavaş yavaş kısalıp yukarı doğru yükseliyordu. Diş eti sağlığının da gözle görülür bir şekilde iyileşmiş olması, tedavinin başarısını perçinliyordu.
Öncesi ve sonrası fotoğraflarını aynı pozda karşılaştırdığımızda ise dönüşümün ne kadar çarpıcı olduğu açıkça görülüyordu. Başlangıçta yukarı doğru yükselip sonra aşağı inen düzensiz diş hattı yerini, kusursuz bir ark şeklinde devam eden, estetik açıdan çok daha hoş bir görünüme bırakmıştı.