Gülmek, hayatın en güzel ve en doğal ifadelerinden biridir. Ancak bazı durumlarda, dişlerdeki estetik sorunlar bu doğal eylemi kısıtlayabilir. İşte tam da bu noktada, gülüşünden çekinen, gülmeyi çok seven ama elini kapatarak gülmek zorunda kalan, diş aralarındaki boşluklardan uzun süredir şikayetçi bir hastamızın harika dönüşüm hikayesini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Pozitif enerjisi ve güleryüzlülüğüyle çevresine neşe saçan hastamız, yıllardır diş aralarındaki boşluklar nedeniyle gülümserken kendini rahatsız hissediyordu. Özellikle ön dişlerindeki belirgin boşluklar, gülüşünü serbestçe yaşamasını engelliyor ve istemeden de olsa elini ağzına götürmesine neden oluyordu. Kompozit lamina uygulamaları hakkında bilgi edinen hastamız, dişlerinden herhangi bir aşındırma yapılmasını istemeyerek kliniğimize başvurdu. Biz de kendisinin bu hassasiyetini anlıyor ve kompozit lamina ile dişlere zarar vermeden estetik bir çözüm sunmanın mümkün olduğunu biliyorduk.
Muayene sırasında, ön dişlerde belirgin olmak üzere yan dişlerde de daha minimal boşluklar tespit ettik. Hastaların sıklıkla dile getirdiği bir endişe olan “ön dişlerim çok mu büyük olacak?” sorusunu da göz önünde bulundurarak tedavi planımızı oluşturduk. Kompozit lamina uygulamalarında, görsel illüzyonlar yaratarak dişlerin genişliklerini birbirleriyle orantılı hale getirmek mümkündür. İstenilen dişlere boşlukları dağıtabilir, hatta bazı durumlarda komşu dişlerden minimal aşındırmalar yaparak kazanılan küçük alanları diğer dişlere entegre edebiliriz. Ancak bu vakamızda, hastamızın isteği doğrultusunda herhangi bir diş aşındırması yapmadan tamamen aditif (ekleme) bir yöntem izledik.
Tedaviye başlamadan önce aldığımız fotoğraflar, özellikle arka plandaki boşlukların ne kadar dikkat çekici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu. Hastamızın isteği doğrultusunda daha beyaz bir diş rengi hedeflerken, doğal ve estetik bir görünümden de ödün vermek istemiyorduk. Yaklaşık 4 saat süren titiz bir çalışma sonucunda, hastamızın ve bizim de son derece memnun kaldığımız bir sonuç elde ettik. Yeni gülüşünde dişler ne çok büyük ne de yapay görünüyordu. İstediğimiz beyaz tonunu yakalamış, dişlerin formunu ideal oranlara getirmiştik.
Tedavi sonrasında dikkat çeken detaylardan biri de, ön dişlerin biraz daha uzun bırakılmasıydı. Bu sayede hastamız gülümsediğinde ön dişler daha belirgin hale gelecek ve estetik bir odak noktası oluşturacaktı. Dişlerin kenarlarındaki hafif kısalık ve köpek dişleri ile premolarlara kadar uzanan uyumlu gülüş hattı da genel estetiği destekliyordu.
Arka planlı fotoğraflarda daha net görülen “mamelonlar” ve “halo efektler” ise gülüşe doğallık ve canlılık katan önemli detaylardı. Dişlerin kesici kenarlarında görünen hafif dalgalanmalar olan mamelonlar ve dişin en uç kısmındaki yarı saydam beyaz çizgi olan halo efekti, kompozit laminanın doğal diş görünümünü taklit etmesinde kritik rol oynar.
Tedavi öncesi ve sonrası fotoğraflarını yan yana gördüğünüzde, kaydedilen ilerleme oldukça çarpıcıydı. Hem diş renginde istenilen beyazlığa ulaşılmış, hem dişlerin formu ideal hale getirilmiş, hem de en önemlisi diş aralarındaki boşluklar başarıyla kapatılmıştı.