Ortodontik tedavi, yani tel tedavisi, dişlerdeki çapraşıklıkları gidermek ve ideal bir kapanış elde etmek için harika bir yöntemdir. Ancak bu sürecin başarısı kadar, tedavi sonrasında ağız hijyenine gösterilen özen de en az onun kadar önemlidir. Bugünkü blog yazımızda, yıllar önce tel tedavisi görmüş ancak yetersiz ağız bakımı nedeniyle dişlerinde ciddi çürükler oluşan bir hastamızın, kompozit lamina uygulamalarıyla yeniden sağlığına ve estetiğine kavuştuğu dokunaklı bir hikayeyi ele alacağız.
Hastamız, yıllar önce başka bir klinikte ortodontik tedavi görmüş. Ancak maalesef, tel tedavisi sırasında ve sonrasında yeterli düzeyde ağız hijyeni sağlayamamış. Bunun acı sonucu ise dişlerinde yaygın ve derin çürüklerin oluşması olmuştu. İlk muayenemizde karşılaştığımız manzara, dişlerin üzerindeki kahverengi lekeler ve belirgin çürük alanlarıyla üzücüydü. Özellikle dişlerin çeşitli bölgelerindeki bu hasarlar, hastamızın gülüşünü gölgeliyor ve sağlığını tehdit ediyordu.
Elbette, bu durumda suçu doğrudan tel tedavisine atmanın doğru olmadığını belirtmek gerekir. Çünkü doğru tekniklerle uygulanan ve düzenli fırçalama ile desteklenen tel tedavisi, diş sağlığı için son derece faydalı bir uygulamadır. Ancak bu vakada, tel tedavisi sürecinde yeterli özen gösterilmemesi, maalesef istenmeyen sonuçlara yol açmıştı.
Aslında hastamızın dişlerinin doğal formu oldukça güzeldi. Özellikle diş uçlarındaki doğal şeffaflıklar dikkat çekiciydi ve normal şartlarda bu yapıyı korumak bizim için öncelikli bir hedef olurdu. Ancak dişlerdeki yaygın çürükler, bu doğal yapıyı koruma arzumuzu ikinci plana atmamıza neden oldu. Sağlıklı bir gülüş için öncelikle çürüklerin tamamen temizlenmesi gerekiyordu.
Muayene sırasında fark ettiğimiz hafif çapraşıklık ve diş seviyelerindeki ufak bozukluklar da mevcuttu. Ancak asıl sorun, yaygın çürükler ve bunların neden olduğu estetik kayıplardı.
Bu vakayı anlatırken, modern diş hekimliğinde çürük teşhisinde kullandığımız önemli bir araçtan bahsetmek istiyorum: çürük boyası. Eskiden diş hekimleri, gözle muayene ve sond yardımıyla çürük olup olmadığını anlamaya çalışır, bu da zaman zaman farklı görüşlere ve tartışmalara yol açabilirdi. Ancak günümüzde kullandığımız çürük boyaları (yeşil veya kırmızı renkli olabilir), kimyasal olarak çürük dokusunu belirgin bir şekilde boyayarak çok daha kesin bir teşhis imkanı sunuyor. Dişin üzerine sürülen ve ardından yıkanan bu boya, sadece çürük olan bölgelerde renklenmeye neden olur. Bu sayede, “Burada çürük var mıydı, yok muydu?” gibi belirsizlikler ortadan kalkar ve tedavi sürecinde çürüklerin tamamen temizlendiğinden emin olunur. Fotoğraflarda gördüğünüz gibi, boyanmış alanlar bizim için artık tartışmasız bir şekilde çürük dokusu anlamına gelir.
Tedavi planlamamızda, hastamızın doğal diş formuna duyduğumuz saygıyı da göz önünde bulundurarak, minimal invaziv bir yaklaşım olan kompozit lamina uygulamasını tercih ettik. Altı ön dişteki çürüklerin temizlenmesi ve ardından kompozit lamina restorasyonları ile hem dişlerin sağlığını geri kazandırmayı hem de estetik bir gülüş elde etmeyi hedefledik.
Tedavi tek seansta yaklaşık beş saat sürdü. Bu süreçte öncelikle tüm çürükler titizlikle temizlendi. Çürük temizliği sonrası oluşabilecek hassasiyeti önlemek amacıyla, bazı bölgelere öncelikle ufak dolgular yapıldı. Ardından, kompozit lamina materyali ile dişlerin yüzeyleri yeniden şekillendirilerek doğal ve estetik bir görünüm sağlandı.
Tedavi sonunda, altı ön dişimiz artık sağlıklı ve pırıl pırıl kompozit laminelerle kaplanmıştı. Dişlerde hiçbir çürük kalmamış, dişlerin boyutları ve oranları yüz hatlarıyla uyumlu bir şekilde düzenlenmişti. Hastamızın mutluluğu ise bizim için en büyük ödüldü.
Bu vakamızın bize bir kez daha hatırlattığı en önemli şey şudur: Tel tedavisi, diş sağlığı ve estetiği için değerli bir yatırımdır. Ancak bu tedavinin başarısı, tedavi süresince ve sonrasında gösterilen ağız hijyeniyle doğru orantılıdır. Tellerin ve dişlerin düzenli ve doğru bir şekilde fırçalanmaması, bu vakada olduğu gibi ciddi çürüklerin oluşmasına ve tedavi sonucunun olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Bu nedenle, tel tedavisi gören veya görmüş olan herkesin ağız hijyenine azami özen göstermesi hayati önem taşımaktadır.